Cetvel doğru ölçer mi ?

Arda

New member
Cetvel Doğru Ölçer Mi?

Bir zamanlar, küçük bir kasabada, herkesin bildiği bir marangoz vardı. Adı Zeki, ancak herkes ona "Zeki Usta" derdi. Zeki Usta, el işçiliğiyle ünlüydü. Mobilyalar, kapılar, sandalyeler… Herkesin Zeki Usta'nın işinden duyduğu memnuniyet bir başkaydı. Fakat Zeki Usta'nın en özel yeteneği, her ölçüyü doğru alma konusundaki titizliğiydi. Kasabanın diğer marangozları çoğu zaman cetvelin doğruyu gösterip göstermediğinden şüphe ederken, Zeki Usta asla öyle bir şey düşünmezdi. Onun için cetvel doğru ölçerdi, çünkü o cetveli, yılların tecrübesiyle gözlemiyle öğrenmişti. Ama bir gün, ona bir soru soruldu; basit bir soru, ama cevabı düşündürtecek kadar derindi: Cetvel doğru ölçer mi?

Zeki Usta ve Oğlu Ahmet: Klasik Bir Çatışma

Zeki Usta'nın oğlu Ahmet, babasının işine olan ilgisini hep küçümsemişti. Ahmet, İstanbul'da mühendislik okumuş, babasının marangozluk işini "eski" ve "geride kalmış" olarak görüyordu. O, dünyanın sorunlarını çözmeye odaklanmış, analitik bir düşünce yapısına sahipti. Bir gün Zeki Usta, yeni bir proje için bir masa yapmaya karar verdi ve Ahmet, babasına yardım etmeyi teklif etti.

– "Baba," dedi Ahmet, "bu masa çok önemli. Yanlış ölçüm yapmamalıyız. Hadi, cetveli doğru bir şekilde kullanmamız gerek. Ölçüleri defalarca kontrol etmeliyiz, hiçbir hata kabul edilmez."

Zeki Usta gülümsedi ve "Ahmet, bazen gözlemler daha doğru ölçer. Cetvel, yalnızca bir araçtır," dedi.

Ahmet buna itiraz etti, çünkü onun gözünde her şey sayılarla, ölçülerle ve kesinlikle yapılmalıydı. Ama Zeki Usta, cetvelin sınırlarının ötesine bakmayı, işin ruhunu anlamayı biliyordu.

Kadınların Bakış Açısı: Zeynep’in Empatik Dokunuşu

Zeki Usta'nın eşi Zeynep, yıllardır kasabada tanınan ve saygı duyulan bir kadındı. O da tıpkı Zeki gibi bir marangozdu, ancak onun yaklaşımı farklıydı. Zeynep, her projeye başlamadan önce, malzemelerin ruhunu hisseder, ne tür bir iş çıkaracaklarına dair içsel bir sezgiye sahipti. O, Zeki Usta'nın işine hep empatik bir şekilde yaklaşmıştı. Ahmet’in mühendisi yaklaşımına pek katılmasa da, bir kadının gözünden yaklaşarak şunu söylüyordu:

– "Bir cetvel doğru ölçse de, o ölçüyü almak için kalbinle de doğru hissedebilmen gerek. Ölçüler, teorilerle değil, duygularla uyum içinde olmalı."

Zeynep’in sözleri Ahmet’in kafasında yankılandı. "Kalp ve cetvel bir arada mı olur?" diye düşünerek, zihninde bu soruyu döndürdü.

Bir Gün Zeki Usta'nın Deneyi: Duyguların ve Akılcı Olanın Harmanı

Zeki Usta, o gün Ahmet'e bir ders vermek için özel bir plan yaptı. Ahmet ile birlikte yeni projelerine başlamadan önce, Zeynep'in onlara verdiği malzemeleri kontrol ettiler. Zeki Usta, Ahmet'e şöyle dedi:

– "Ahmet, bu sefer gel gel, cetveli bir kenara bırakıp bu odunları gözle analiz edelim. Bunu yalnızca ölçülerle değil, duyularımızla da yapmalıyız."

Ahmet, baba’sının bu yöntemine hiç alışık değildi, ancak babasına saygısından denemek zorunda kaldı. Birkaç dakika boyunca odunları farklı açılardan incelediler. Zeki Usta, Ahmet’e odunun dokusunu, rengini, sertliğini ve hatta kokusunu anlatıyordu. Ahmet, gözleriyle ölçemediği şeyleri, zihninde daha net bir şekilde anlayabiliyordu.

Sonunda Zeki Usta, cetveli aldı ve Ahmet’in şaşkın bakışları arasında ölçümleri yaptı. "Görüyorsun, Ahmet," dedi, "her şeyin tam ölçüsünü almanın yolu sadece sayılarla değil, doğanın hissettirdikleriyle de ilgilidir."

Sonuç: Cetvel Doğru Ölçer Mi?

Ahmet, bu deneyimden sonra, cetvelin yalnızca bir araç olduğunu ve bazı durumlarda duyguların ve gözlemlerin de doğru ölçüm için gerekli olduğunu fark etti. Babasının mesleğinde doğru ölçümün, hem akılcı hem de duygusal bir bileşen olduğunu kabul etti. Zeki Usta’nın yaklaşımı, hem stratejik hem de empatik bir anlayışın birleşimiydi. Zeynep’in bakış açısı, işin duygusal yönünü anlamalarına yardımcı olurken, Zeki Usta'nın pratiği, işin stratejik kısmına dair önemli bir ders verdi.

Ahmet'in içindeki mühendis, cetvelin doğru ölçtüğünü bildiği sürece her şeyin sayılarla hallolduğunu düşünüyordu. Ancak Zeki Usta ve Zeynep’in bakış açıları, ona insan ruhunun da bir ölçü olduğunu, bunun da doğru işin bir parçası olduğunu öğretti.

Bu hikaye, bize çok önemli bir ders veriyor: Doğru ölçüm, bazen sayılardan, cetvellerden veya kurallardan daha fazlasını gerektirir. İnsan doğası, hisler ve gözlemler de bu denklemin içinde yer almalıdır.

Peki ya siz? Sizin için doğru ölçüm ne anlama geliyor? Sadece akıl mı, yoksa hisler de devreye girmeli mi?