Tekide ne demek ?

Huzur

New member
Tekide Ne Demek? Bir Sözün Arkasında Gizlenen Hikâye...

Selam forum dostlarım,

Bugün sizlere küçük ama bir o kadar derin bir sorunun peşinden gittiğim bir hikaye paylaşmak istiyorum. Bildiğiniz gibi, bazen hayatta bir kelime ya da bir cümle, içinde kaybolmuş bir hikâye taşır. Hepimizin bildiği, belki de sıradan bir kelime, anlamını tam kavrayana kadar gizli kalır. "Tekide" kelimesini hiç duydunuz mu? Peki, bu kelimenin ardında bir anlam, bir yaşanmışlık var mı?

Gelin, bu soruyu hep birlikte bir karakterin gözünden keşfedelim. Belki de sizlerin de hayatınızda "tekide" dediğiniz bir şey vardır…

---

Hikayenin Başlangıcı: Zeynep ve Emre'nin Yolu...

Zeynep, hayatında hep dengeyi arayan bir kadındı. Gözleri her zaman birini anlayacak kadar geniş, kalbi ise başkalarının duygularına uyum sağlamak için her zaman biraz daha fazla atıyordu. Fakat bu özelliği, Zeynep’i bazen fazlasıyla kırılgan hale getiriyordu. Ailesi, arkadaşları, iş arkadaşları… Hep onların ihtiyaçlarını ön planda tutar, kendi duygularını geri planda bırakırdı.

Emre ise farklıydı. Dünyaya bir çözüm üretme misyonuyla bakar, her şeyin net bir yolu olduğunu düşünürdü. Hayatın anlamını bulmanın, sürekli çözüm üretmekten geçtiğine inanır, sorunları birer taş blok gibi görür ve onları ya yerinden oynatır ya da üstünden geçerdi. Duygusal anlamda çoğu zaman geri planda kalır, birinin derdini dinlerken bile çözüm önerileri sunmaya çalışır, fakat bazen Zeynep'in içindeki duygusal boşluğu fark etmekte zorlanırdı.

Bir gün, Zeynep ve Emre, uzun bir yürüyüş yapıyordu. Zeynep, son zamanlarda zor bir dönemeçten geçiyordu ve Emre'nin onun yanında durmasını, destek olmasını bekliyordu. Ancak Emre, "Hadi bir şeyler yapalım!" diyerek, Zeynep'in içinde kaybolduğu o boşluğu daha da derinleştiren cümleyi kurdu.

"Zeynep, bence tekide yapmalısın."

Zeynep, bu kelimeyi ilk kez duyuyordu. Bir an için şaşırdı, kafasında binlerce düşünce belirdi. "Tekide?" dedi içinden. Ne demekti bu? Neden bu kadar farklı ve yabancı bir kelime kullanmıştı? Emre’nin söylediklerini anlamadığını belli etmeden, “Nedir o?” diye sordu.

Emre, hemen cevabını verdi: "Tekide, bir işi ya da durumu gerçekten çözmeden, sadece ondan kaçmak ya da görmemezlikten gelmek demek. Bunu yaparak rahatlamak da olabilir, ama sonrasında yine o sorun seni bekliyor."

---

Zeynep’in İçsel Yolculuğu: "Tekide" ile Tanışmak

Zeynep, Emre’nin söylediklerini anlamıştı ama hala kelimenin etkisi altında kalıyordu. "Tekide", bir yandan ona cesaret vermiş gibi hissettirse de, diğer taraftan gerçekten çözülmeyen bir şeyin üstünü örtmek, onunla yüzleşmekten kaçmak gibi de görünüyordu. Zeynep, duygusal bir boşluk içinde bu kelimenin hayatındaki rolünü derinlemesine düşünmeye başladı.

"Yani Emre, demek istiyorsun ki bazen, bir sorunla baş edebilmek için ona karşı kör olmak gerekebiliyor, öyle mi?" Zeynep bir an sessiz kaldı, ardından hafifçe gülümsedi. Emre'nin çözüm odaklı yaklaşımını takdir etti, ama içindeki bu yeni bilgiyle karşılaşmak, Zeynep’i karmaşık duygulara sürüklemişti.

Zeynep, "Belki de bazen gerçekten ‘tekide’ yapmak gerekebilir, Emre. Ama her şeyin bir zamanı olduğunu düşünüyorum. Her şeye sırt çevirmek, bir şeyi görmemezlikten gelmek, insanı uzun vadede nasıl etkiler?" dedi, gözleri uzaklara daldı.

Emre, başını sallayarak, "Bu yüzden dediğim gibi, bazen çözüm bulmak yerine, sadece kabul etmek gerekebilir. Hızlıca geçebilirsin ve sonra bir daha geri dönüp çözersin." diye ekledi.

---

Kadın ve Erkek Perspektifleri: Farklı Yaklaşımlar, Aynı Sonuç

Zeynep'in, Emre'yi anlamaya çalıştığı o an, bir kadın ve erkek arasındaki farkı çok net bir şekilde gözler önüne seriyordu. Zeynep, "tekide"yi bir çözüm olarak değil, bir kaçış olarak görmüştü. Onun empatik bakış açısı, her şeyin iç yüzüne bakmayı, hissetmeyi gerektiriyordu. Bir sorunun, başka bir bakış açısıyla çözülmesini ve ona karşı duyulan duygusal farkındalığın önemini vurguluyordu.

Emre ise daha stratejik bir açıdan yaklaşıyor, problemin çözülmesi için somut adımlar atmayı ve sorunun üstünü örtmeyi pratik bir çözüm olarak görüyordu. Onun için "tekide", acıyı anında geçiren bir tedavi gibiydi. Ama Zeynep için bu, tamamen başını kuma gömmek gibiydi.

Zeynep, bu iki farklı bakış açısını sindirirken, bir şey fark etti: Belki de hayat, bir denge bulmaktan geçiyordu. Bazen hissetmek, bazen çözüm aramak… Her iki yaklaşım da yerli yerinde önemliydi.

---

Sonuç: Tekide Ne Demek, Biz Ne Anlıyoruz?

Zeynep ve Emre'nin hikayesini dinledikten sonra, "tekide" kelimesine dair ne düşündüğünüzü merak ediyorum. Bazen, hayat bize bu tür kelimelerle, çözüm arayışına ya da duygusal ihtiyaçlarımıza dair dersler verir. Belki de, "tekide" kelimesi yalnızca bir strateji değil, bir duygusal tercihin de simgesidir.

Sizce, hayatın en zor zamanlarında "tekide" yapmak, bir kaçış mıdır, yoksa bir çözüm mü? Bu kelimenin ardında gizlenen anlamın ne olduğunu ve nasıl hissettirdiğini yorumlarınızla paylaşmak ister misiniz?